English
Merhaba, üye girişi için tıklayınız
ŞALOM Dergi - Şubat 2019
ŞALOM Dergi - Şubat 2019
ŞALOM Dergi - Şubat 2019
Ürün Fiyatı :
16,00   (Kdv Dahil)

Bu yılki Şubat’ta AŞK yine başköşede...

Geçtiğimiz ay aramızdan ayrılan ve iki yıl önce yitirdiği sevdalısına kavuşan büyük bir kadına veda ediyorum, Gülriz Sururi’ye. O sadece büyük bir oyuncu değil, yaşamını sanata dönüştürmüş bir kadındı, Keşanlı Ali Destanı’nın unutulmaz Zilha’sı… O güzel insanı sonsuzluğa yolcu ettik.

Tiyatro’nun son Sururi’si, özüyle sözüyle mert bir kadın, hayatını “kendi gibi” yaşayarak, tarzından, duruşundan ödün vermeden, son anlarına - 90 yaşına değin güzelliğini koruyarak dünyevi döngüsünü tamamladı. Türk Tiyatrosu’nun en önemli ustalarından, yazar, zarafet abidesi bir Cumhuriyet kadını... Çağdaş yaşamı ve demokrasiyi savunan...

Hiçbir zaman vazgeçmedi en genç yaşlarından itibaren sevdalandığı Engin Cezzar’dan, kocasından... Sevgilisiyken... Sevişme, küslük veya hastalık zamanlarında, gençliğinden son gününe değin. İki yılın ardından, artık kavuştular birbirlerine.

 

***

 

Bu ay ‘Gezgin’in satırlarında sizleri, maneviyatın öncelikli bir değer addedildiği Butan’a götürüyoruz. Birbirlerine genç yaşlarında aşk vaadinde bulunduktan 14 yıl sonra bir peri masalı öyküsüymüşçesine kavuşarak evlenen Butan Kralı Jigme Khesar Namgyel Wangchuck ile Kraliçe Jetsun Pema’nın masalsı aşkını anlatıyoruz. Kral ile Kraliçe’nin yansıtmayı sürdürdükleri “aydınlık”, muhtemeldir ki, Butan tarihindeki pırıltılı yerini her daim muhafaza edecek, halkın kalbine bir “mutluluk” ifadesi olarak kazınacak.

 

***

 

2019 “Göbeklitepe Yılı” olarak ilan edilmişken... 11.000 yıl öncelerine ait, tarihin bilinen ilk inancının başladığı ve UNESCO tarafından ‘insanlık için en etkili gelişme’ adına kültürel miras olarak kaydedilen Göbeklitepe ile birlikte aslında Çiğdem Hanım’dan söz etmek istiyorum: Çiğdem Köksal Schmidt.

Göbeklitepe’nin buluntularını günümüze kavuşturan, Türkiye’nin Urfa’sını dünya çapında duyurarak bir turizm yıldızına dönüştüren Klaus Schmidt’in öğrencisi - asistanı - sevgilisi - karısı Çiğdem Hanım, Göbeklitepe ruhunu birlikte omuzladıkları... Paylaştıkları aşk değil de nedir?

Geçtiğimiz aylarda o bölgeye yaptığımız bir ziyaret esnasında Çiğdem Hanım’ın Urfa’nın kalbindeki evine, 20 yıl boyunca kazı arkadaşlarıyla birlikte yaşadıkları yuvayı “Klaus Schmidt Anı Evi” olarak adlandırdığı bir kültür evine konuk olduk. Bize sevdiği adamın bölgeyi nasıl adımladığını, ilk buluntuları, coşkularını anlattı. Ortak sevdaları arkeolojinin, gençlere yönelik atölye çalışmaları, seminerler, sergiler, konferanslar aracılığıyla tanıtılmasından, sevdirilmesinden, sanatın yüreklere ulaştırılmasını amaçladığı plan ve projelerinden uzun-uzun söz etti, çoğu kez nemlenen gözleri, titreyen sesi eşliğinde.

 

***

 

Seslenişine katılıyorum... Neredeyse tüm oyunlarını izlediğim O’nu “Kaldırım Serçesi”nde anımsıyorum. Edith Piaf rolündeki Gülriz Sururi, kendi mezarı başından bütün âşıklar ile maşuklar adına varoluşsal bir seslenişteydi:

Hiç, hiç mi hiç ben pişman olmadım hiç,

Aldandım, aldattım, yaşadım, bu benim hayatım,

Hiç, hiç mi hiç ben pişman olmadım hiç,

Eskimiş dostuma, düşmanıma son bir kez ‘elveda’

Anılar yok artık, canı cehenneme, hepsini süpürdüm kafamın içinden

İçim titrese de dönmem ben geriye, yaşarım ben bugünü, başlayıp sıfırdan.”

Aşklar, sevdalar... Güzele-güzelliğe çarpan yürekler...

Nasibimi bolca almışken iyimserlikten, sevginin zaferinden umudumuzu kesmeyelim, derim.