Sevgili Okur,
Pesah… ‘Çıkış’ın hikâyesidir, bu Nisan ve her Nisan yaşanan, 3500 yıldan bu yana.
İsrailoğulları’nın kölelikten özgürlüğe geçiş öyküsüdür, Hamursuz Bayramı. Baharın gelişinin de habercisidir, şüphesiz…
Musa, Firavun’a “Bırak kavmimi gitsin” - “Let my people go” der…
Mısır Diyarını terk ederler. Göçerliğin hikâyesi, kölelik boyunduruğundan arınmaları ve özgürlük arayışları ise 40 yıl sürer…
***
İçine doğulan toprak ile insanın doğrudan bir bağı olduğuna inanıyorum.
Babamın adını derin bir sevgiyle anacağım. Yaşamının sayısız dönemecinde birçok göç öyküsü barındıran babam derdi ki, “Kök salmış bir ağacı yerinden etmek ve onun yeni bir yerde serpilmesini beklemek umarsız bir çabadır, genelde. Yeni bir toprak, yeni bir mekân ancak fidanlara, filizlere uygun…”
***
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun. Bu arada geçtiğimiz hafta bir kimyasal saldırıda katledilen Suriyeli çocukları derin bir hüzünle anıyorum. 2011 yılında nerede ise bütün Suriyeli çocuklar okullu idiler. Ülkelerinde okur-yazarlık oranı %95 kadardı.
Onlarca ülkenin ordusunun barındığı Suriye’den söz etmeden, mülteci - göçmen konusuna değinmeden geçmek olası değil, özellikle yılın bu zamanında.
Milyonlarca filiz - fidan, ait oldukları topraklardan sökülmüş durumda, şimdilerde.
Her şeye karışıp yine de ısrarla tarafsız kalmaktan söz eden ülkelerin, politikacıların hiçbiri koca göçmen dalgalarını sindirmeye gönüllü değilken…
İnsanoğlu üstünden pazarlıklar sürdürmek insan onuruna aykırıyken…
Ve şimdilerde…
Üç milyon çocuğun artık okulu yok. Belki de daha fazlasının! Onların çok yakın bir gelecekte kendilerine, çevreye ve dünyaya potansiyel bir tehlike oluşturduğu herkesin malumu…
Kaos gezegenine dönüşmeyi durdurmak her birimizin elinde…
Yapacağımız sadece dönüşmek: İçimizde her daim varlığını muhafaza eden iyiye, sevgiye dönüşmek… Çoğaltırsak iyilik ile sevgiyi, konfor alanımızdan çıkıp değişimi sağlayabiliriz.
Aslen Pesah’ın mesajı da içimizdeki Kızıl Deniz’i aşarak başarabileceklerimiz iken…
***
Yaşadığımız toprak göçer kuşların geçiş güzergâhı.
Satırlarımı kaleme aldığım gündü. Cemrelerin üçü de düşmüştü. Sonra da o muhteşem konuklarımıza rastladım… Göçmen kuşların en büyüğü, leyleklere! Soğuk, gergin, endişeli, hatta ürpertici günlerin geride kaldığının müjdecileriydi, âdeta.
İlkbaharın habercileriyken her birimize, dileyelim ki bütün kuşlar gibi mülteciler de özlemini duydukları bir yurda selametle ulaşsınlar.
Firavunlardan özgürleşelim, yarınlarımızın gezegeni bahar ile dolsun.
Dostların Paskalya’sını da kutlarken…
Mutlu bir Hamursuz Bayramı diliyorum: “Hag Pesah Sameah”
Sevgiyle selamlıyorum,
Suzan Nana Tarablus
Şalom Dergi Editörü