Altı yüz yıl hüküm süren üç kıtaya yayılmış Osmanlı İmparatorluğu dağılırken kendini Osmanlı sayan insanların hayatları da paramparça oldu. Bu coğrafyada yeni bir dünya kurup eskisini yıkmak gerektiğine inananların iktidarları sırasında bölge halkları, temeline dinamit konulmuş bir binanın parçacıkları gibi şiddetle sağa sola savruldular. İmparatorluğun batısında yer alan Rumeli topraklarında yaşayan halklar da dinsel ve etnik kökenlerine göre acımasızca darmadağın edilip bu sarsıntıdan nasiplerini aldılar. Aynı çatı altında yaşayan akrabalar bile yabancılaştırıldı. Savaşlar, muhasaralar, isyanlar, sürgünler ve göçler birbirini takip etti. Meriç’in suları, Sofulu ve Edeköy’ü ortadan bölüp Yunanistan ve Türkiye arasında sınır olmadan önce Sofulu’da Müslüman, Hıristiyan ve Yahudiler henüz birbirlerini ötelememiş ve ötekileştirmemişlerdi. O zamanlar düğünler, bayramlar, cenazelerde bir arada olunur, hoca, haham, papaz dostça sohbet edebilirken aralarına ayrılık tohumları ekilmemiş insanlar birlikte yaşarlardı.
Ebruli bir ipliğe benzeyen ailemin fertleri, ayrılık rüzgârlarına, göçlere, sürgünlere ve kıyımlara göğüs gererken birbirlerinden kopmamaya, geçmişlerini ve geleceklerini kaybetmemeye, bunun için de en küçük umut kırıntılarına tutunmaya çalıştılar. Anneannem, kendi anneannesinin gerçek adını hiçbir zaman bilmedi. Yahudi olan anneannesinin asıl adı Selanik’te Müslüman dedesi ile evlendikten sonra geçen zaman içinde unutulmuştu. 1900’lü yılların başlarında yaşayan Tatar Mahmut Ağa’nın, Emine Hanım’ın, Abdullah Efendi’nin, Nefise Hanım’ın, küçük Hasan’ın, ablaları Habibe ve Lebibe’nin, ailenin birer ferdi sayılan Raşel’in ve Katina’nın isimlerini ise çok şükür ben hala biliyor, hala hatırlıyorum. Bu romanı Habibe, Lebibe ve Hasan kardeşler ile hayatı göç yollarından geçen tüm insanlara armağan ediyorum.
-Sabriye Cemboluk-
Ebruli bir ipliğe benzeyen ailemin fertleri, ayrılık rüzgârlarına, göçlere, sürgünlere ve kıyımlara göğüs gererken birbirlerinden kopmamaya, geçmişlerini ve geleceklerini kaybetmemeye, bunun için de en küçük umut kırıntılarına tutunmaya çalıştılar. Anneannem, kendi anneannesinin gerçek adını hiçbir zaman bilmedi. Yahudi olan anneannesinin asıl adı Selanik’te Müslüman dedesi ile evlendikten sonra geçen zaman içinde unutulmuştu. 1900’lü yılların başlarında yaşayan Tatar Mahmut Ağa’nın, Emine Hanım’ın, Abdullah Efendi’nin, Nefise Hanım’ın, küçük Hasan’ın, ablaları Habibe ve Lebibe’nin, ailenin birer ferdi sayılan Raşel’in ve Katina’nın isimlerini ise çok şükür ben hala biliyor, hala hatırlıyorum. Bu romanı Habibe, Lebibe ve Hasan kardeşler ile hayatı göç yollarından geçen tüm insanlara armağan ediyorum.
-Sabriye Cemboluk-
Ürün Özellikleri
Türkiye dışından vereceğiniz siparişler için lütfen kitabevi@salom.com.tr adresine, satın almak istediğiniz ürün(lerin) bilgisini, teslimat adresinizi ve iletişim bilgilerinizi bildiriniz.
Ayrıca +90 212 231 9282 no'lu telefondan da bize ulaşabilirsiniz.
For international orders; please contact kitabevi@salom.com.tr with the information of the products you want to buy, the delivery address and your contact information or alternatively, call +90 212 231 9282.
Para pedidos desde fuera de Turquía; póngase en contacto con kitabevi@salom.com.tr con la información de los productos que desean comprar, su dirección de entrega y datos de contacto o, llame al +90 212 231 9282.
Ayrıca +90 212 231 9282 no'lu telefondan da bize ulaşabilirsiniz.
For international orders; please contact kitabevi@salom.com.tr with the information of the products you want to buy, the delivery address and your contact information or alternatively, call +90 212 231 9282.
Para pedidos desde fuera de Turquía; póngase en contacto con kitabevi@salom.com.tr con la información de los productos que desean comprar, su dirección de entrega y datos de contacto o, llame al +90 212 231 9282.
Ürün Yorumları
Bu ürün ile ilgili henüz bir yorum yapılmamıştır.