English
Merhaba, üye girişi için tıklayınız
ŞALOM Dergi - Aralık 2017
ŞALOM Dergi - Aralık 2017ŞALOM Dergi - Aralık 2017ŞALOM Dergi - Aralık 2017ŞALOM Dergi - Aralık 2017
ŞALOM Dergi - Aralık 2017
Ürün Fiyatı :
12,00   (Kdv Dahil)

Sevgili Okur, 
Bir takvim yılı sayfasını daha çevirmek üzereyiz.
Bir dönemeç mi bu?
Hepimiz, azameti yıllarla, sınırlarla belirlenemez büyüklükte bir insanlık birikiminin yansımasıyız. Bu birikimle çok büyük bir etkileşim ve uzlaşma sürecinin de ertesindeyiz.
Etkilenişim ve uzlaşma… Yoksa hepsi birer illüzyon mu?
Küçük kızların para ile ilgilenmelerinin gereksiz olduğu savunulan bir evde, zengin değil idiysek de bolluk ve bereket içinde büyüdüm… Evimizde sanat vardı, operaya beyaz soket çoraplarla gitmeğe başladığımda sanırım 10-11 yaşlarındaydım. Her Perşembe akşamı radyofonik piyesleri sabırsızlıkla beklerken, Devlet Tiyatroları’nda gösterime girenleri hiç kaçırmazdık. Pikabımızda klasik müzik… İlk kolay taşınabilir pikapları Avrupalı bir şirketin lisansıyla imal eden babam, bir tanesini de yatak odam için hediye etmişti. O döneme ait 45’likleri coşkuyla dinleyip dans ederken ne kadar ayrıcalıklı olduğum aklıma bile düşmezdi.
Geçmişin düşsel yansımalarının derdinde değilim…
Hep sorguladığım: Yoksa onların hepsi birer illüzyon muydu?
Tırnaklarımızla erdemimize sahip çıkmağa çalıştığımız bugünlerimize ne demeli?
Kavramsal boyutlarıyla güzelin, doğanın, iyiliğin, doğruluğun şekil değiştirişi acaba nesil farkından mı kaynaklı? İnsan sağlığını tehdit edecek düzeyde iken onca değişim…
İnanç sistemleri de mi erozyona uğradı? Etiklerimiz yitikliklere mi karıştı?
Bildiğim tek şey, muhatabı tutulmadığım “para” konusu…
Sanıyorum ki, o “para” konusuna girmeden önce sanatı, edebiyatı, sporu, açık havada eğlenebilmeyi, koşup oynamayı, sohbeti, ailece oynanan oyunları öğrenmek gerekiyordu… Kanımca, özellikle babam ‘nasılsa saati gelince yüz yüze gelinecek bir şey’ olduğundan, biz kardeşler büyürken mayamıza para konusunu katmamıştı.
Yoksa hepsi birer illüzyon muydu? Yeni bir takvim yılına girerken bu sorgulamayı bir oyuna dönüştürsek belki daha mutlu oluruz.  Siz ne dersiniz?
Ben derim ki, oyunlara devam! Neşe veren, rol hakkı tanıyan, meşguliyet sağlayan, hobi oluşturan, hepsi, hepsi… Oyuna - gerçek oyuna onca gereksinimimiz var ki!
Para ile gücün ilahlaştığı bu dönemde.
Başarının sadece rakam olduğu yanılsaması içindeyken…
İyiliğin ta kendisinin ne olduğunun unutulduğu şimdilerde…
Güzelliğin salt fizikte aranırken düşülen tuzaklara ne demeli?
İllüzyona tapmak mı?
Bildiğimiz gerçekliğin gerçek olmaktan uzaklaştığı bu zamanlarda…
Ancak şimdilerde bildiğimi zannettiğim ise şöyle: Gerçek mutluluk veya başarının “kendinin en iyi versiyonuna dönüşmek” olduğu…  Kendinle barışık yaşamanın sağladığı bolluk, bereket…
İşte zenginliğin, servetin bu anlama geldiği bilinci…

***

Dostların Noel’ini kutlarken… “Hanukiya”larımızın ışığı daim… Yeni Yılımız, 2018 sağlık, huzur, mutluluk, bolluk, bereket ve barış içinde olsun.

Sevgiyle kalın.
Suzan Nana Tarablus
Şalom Dergi Editörü