English
Merhaba, üye girişi için tıklayınız
ŞALOM Dergi - Ekim 2017
ŞALOM Dergi - Ekim 2017ŞALOM Dergi - Ekim 2017ŞALOM Dergi - Ekim 2017ŞALOM Dergi - Ekim 2017
ŞALOM Dergi - Ekim 2017
Ürün Fiyatı :
12,00   (Kdv Dahil)

Geçtiğimiz ay DERGİ’mizin 70. sayısını geride bırakmışken...

Bu ay da sayfamızdaki 70. yıl logosunun, Sofi ve Avram Leyon tarafından 1947 yılında yayın yaşamına Judeo Espanyol dilinde katılan Şalom Gazetesi’nin ilk nüshasının anısına yer aldığını belirtmek istiyorum. 1492’de İspanya Engizisyonu’ndan kaçarak Osmanlı’yı yeni vatanları yapan Sefarad Yahudilerinin lisanı. Şimdilerde altıncı yüzyılının sürdürülmesine çabalanan lisan.
Avram Leyon’un ilk Şalom Gazetesini, tam 70 yıl önce, bir “29 Ekim”de yayınlamasıyla birlikte, bu yıl da şimdiden CUMHURİYET BAYRAMI’nı gönülden kutluyorum.
Leyon’ları tanımadımsa da yaşama vedalarından sonraki dönemlerden itibaren ŞALOM’a yakın duranlardan iken... Salamon Bicirano’yu tanıdım... O asil beyefendiyi, o müthiş romantik şiirleri, söylemleri ve yazılarıyla...
Sonralarında bayrağı devralan Klara Perahya...
Judeo-Espanyol’un Saygıdeğer Sevgili Şövalyesi.
Geçtiğimiz ay 97 yaşında yitirdiğimiz gazetemizin Judeo-Espanyol Sayfa Yönetmeni, hepimizin Klara’sı, Klarika’sı!
Son günlerine kadar araştıran, okuyan, yazan, düşünen, üreten, kendini hiç kimseye muhtaç etmeyen, felsefesi doğrultusunda dimdik yaşayan, örnek insan...
Aslında o sadece gazetemiz çerçevesinde bir kahraman değildi. Bütün toplumumuza aitti, herkesi kucaklayan kocaman yüreğiyle...
Henüz işe dönmemiş genç bir anne olduğum günlerde... Bir yardım kuruluşunda faydalı olmağa çalışırken tanıdım onu. Matan Baseter günlerimizde...
Gemisinin gerçek kaptanıydı. Hiç kimsenin hakkının yenmemesi, kitlesel organizasyonlar içinde bir sessiz gönüllüler orkestrasının başında, iaşe paketlerinin doğru kişilere/ailelere ulaşmasını sağlamak yaşam amacıydı adeta...
Klarika’dan çok şey öğrendim.
Geleneklerine bağlı idi. Onun inancı “hümanizma” idi. İnsan olmanın yüksek erdemini taşıyan.
İlk kez Tevrat’ın felsefesiyle onun sayesinde tanıştım: Birlikte ilk “entelektüel” çalışmamız, “Tevrat’ta İnsan Hakları” idi. Engin ufuklarda seyretmeyi öğreten...
Hakiki bir “öz” veriydi ondaki! Kalbini, evini ve kollarını herkese açan... Onca sanat eserini barındıran kemanın, klasik müziğin tınılarıyla dopdolu evini! Dil, yaş, sınıf farkı gözetmeden... İnsana insan olduğu için değer veren, arkadaşça, dostça!
Tanıdığım en hakiki filantropist idi... Ve entelektüel. Filozoflardan öylesi çıkarsamalarla yanıt verirdi ki... Masum bir sıradanlıkla...
...Ve üstesinden geldiği zorlu da olsa bir çaba esnasında, kiminle olursa olsun sohbetlerinin hiçbirinde herhangi bir EGO zerreciğine asla rastlamadım, Klarika’da. Ne baş başayken, ne toplantılarımızda, ne de büyük kalabalıklara, çocukluk günlerinden itibaren konuşa gelerek ustası olduğu Judeo Espanyol lisanının önder savunuculuğunu yapmak üzere kürsülerden hitap ederken...
Okuduklarım arasında kimi kez “iyilik melekleri” veya “azizeler” konu olmuştur. Yaşamımda ise onlardan biridir diyebileceğim Klarika’ya rastlamak, ona yakın olmak, samimiyet çerçevesine dâhil olmak birçoğumuz gibi benim de ayrıcalığım... Gerçek anlamda o çok değerli bir varlıktı. Bir güneş gibiydi Klarika.
Belki de... Güneşimiz uykusuna yattı ama ışığı bize kaldı. Hep de kalacak!
Bu ayki dergimizi Fortüne’nin kızı Klara Perahya’ya adıyorum.

Sevgiyle…
Suzan Nana Tarablus
Şalom Dergi Editörü